Sanat, okadar enteresandır ki, tarifi dahi kişiye özeldir, bana göre en basit tarifi, göze, kulağa gönle hoş gelen her şey sanattır.
Pratik sanatların ( Zanaat ) değerlendirilmesinde, insanların ihtiyaçlarının karşılanmasında usta çırak ilişkisi içinde öğrenilmiş veya öğretilmiş meslek ünitelerinin her birini saymak mümkündür.
Bunlardan aşçılık, özellikle üzerinde duracağımız konu olarak günümüzde;
Anmamız gereken konunun birinci sırasında yer işgal etmektedir. Bu arada kısaca aşçılık ve yemekçilik branşının öz geçmişine de söyle bir göz atmak gerekecektir. Eskiçağlarda insanların ateşi bulmalarıyla birlikte yemek kültürüne geçtiklerini söyleyebiliriz. Ateşle gelen besinleri pişirme başlangıcı kısa zamanda çeşitliliğe dönüşmüş. Bu çeşitlilik içinde ilkel fırınlar geliştirilmiş, topraktan tencereler, pişirme kapları yapılmış, yine takip eden kısa evreler içersinde yemek çeşitlilikleri belirgin hale gelmiştir. Bu belirginliğin, aşçılık ve yemek kültürünün de başlangıcını oluşturduğunu söyleyebiliriz. Tarihte geçen binlerce yıl, ilk kültürden bu yana, elbette bir birikime sahip olmuştur. Bu birikim hem milletlerin kendine has ( Türk, Çin, Fransız, İtalyan, Yunan, Rus, Alman mutfağı v.b.) milli mutfakları oluşturmuş ayrıca uluslar arası mutfak ikonlarının gelişmesini sağlamıştır. Böylece aşçılık bir yemek pişirme sanatı haline dönüşmüş, artık ustalar bu sanatta mesleki birikimlerini göstermek üzere yarışır hale gelmişlerdir. Ancak, maalesef görünen odur ki; yemek kültürü, bu kadar gelişmesine, millileşmesine ve sanatlı hale getirilmesine rağmen halen güzel sanatlar içinde yer bulamamaktadır. Oysa beceri-yetenek, eğitim-öğretim ve ustalık isteyen bu meslek ve sanat dalının, görsel sanatlar içinde de yerini alma zamanı çoktan gelmiş, hatta geçmektedir. Artık üniversiteli olan aşçılık mesleği, bilimsel formasyonunu da elde etmiş, değindiğimiz konuya oturma zeminini beklemektedir.
Bilimsel çevrelerin gayretiyle, okullu akademisyenlerin çoğalarak, konularına daha çok hakim hale gelmeleriyle, aşçılık mesleğinin de güzel sanatlar içinde hakkettiği yeri alacağına inanıyoruz.
Berfend BER - İstanbul 2009
Aslında Berfend Bey üniversitelerimizde Gastronomi ve Mutfak Sanatları adı altında verilmiyor değil.
YanıtlaSilAşçılık ve Mutfak başlığıyla eğitim veren lise ve meslek yüksek okullarında ise bu mesleğin bir sanat olduğu bir çok kez vurgulanıyor... Teorik eğitimli aşçılar yaptıklarının bir sanat olduğunu sık sık hissediyorlar.
Makalede derinlemesine vurgu; aşçılığın insanın ateşi bulmasıyla başlayan süreçte hep varolmasına rağmen, sanatın zanaat bölümünde hep tarif edilmesi yanlışlığının artık düzeltilmesidir. Günümüzde artık bilimsel formasyonunu da elde eden aşçılığın sanatın güzel sanatlar içersinde yer almasının sağlanmasıdır. Aşçı zanaatkar değil sanatçı olarak tanımlanmalıdır.
YanıtlaSilİlginize teşekkür ederim.
Hep sevgiyle mutlu kalınız.