Arkadaşlar, Efendiler, Ey millet kendinize gelin !..
“Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.” Atatürk, diyor…
“ Milletlerin tarihinde bazı dönemler vardır ki, belli amaçlara erişebilmek için maddî ve manevî ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı doğrultuya yöneltmek gerekir. Yakın yıllarda milletimiz, böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin önemli sonuçlarını kavramıştır. Memleketin ve devrimin, içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için, bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması gerekir. Aynı cinsten olan kuvvetler, ortak amaç yolunda birleşmelidir. “ Atatürk, diyor…
Yaşatılan “ soykırım ” meselesi, Türklüğün ve coğrafyasının asimile edilme hedefidir. Böylesine, ağızların suyunu akıtan kaymaklı uygun bir mesele; Küreselleşme çerçevesinde, insan haklarına bakışla, özgürlükçü ve demokrasi kavramıyla zirve ettirilmektedir. Dünya ulusları nezdinde zihin derinliklerine vitrinlenip, bizlerin de kafamıza vura, vura sokulmaya çalışılan, emperyalizmin hedef ve amaçlarına uygun bir Türkiye’nin oluşturulması faaliyetidir.
Bu Türklüğün daim İstikbaline sistemli bir programdır. Beyler işte bu süreçte, böyle bir mesele ile karşı karşıyayız… " soykırım " meselesi milli bir davadır… Manada vicdan ve kültür meselesidir.
"Türk’ün haysiyeti, onuru ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür." Atatürk, diyor.
Sizler hala “ Aşçılık mesleğinin politik ve siyasi alanlara girmemesini, aşçı görevinin Türk mutfağını dünyaya göstermek ve tanıtmak olduğunu… “ diyorsunuz.
Hangi dünya’ya !
Artık senin bir dünyan olabilir mi? “ Soykırımcı ” unvanlı büyük ulu milli yönetici şef aşçının lezzetleri veya kısaca “ Hitler’in füzyon lezzetleri “ dedirteceksiniz.
Böylemi çalışacaksınız… Yemezler!.. Yedirtmezler!..
“ Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur. “ Atatürk, diyor.
Böyle bir meselede görüş ayrılığı olabilir mi? Ulan, adamlar senin babanı, dedeni, dedenin babasını bir cümle; ECDADINI; zalim, puçt, şerefsiz, ırza geçen, tecavüzcü, bebek katili, çocuk katili, kadın katili bir cümle; SOYKIRIMCI ve KAFATASI AVCISI olarak tarihini yargılayarak ilan edip, mahkûm ederken gelecek nesline de hüküm giydiricek... Sen hala başını kıçını kaşıyıp, onun meselesi, bunun meselesi diye değerlendireceksin... Benim ülkemde buna " Gavatlık " denir...
Biz, nasıl böyle bir millet olduk yahu'... Her şeyin b.o.k.unu çıkartmaya mı başladık... Aramıza kansızlarımı sızdırdılar... Libya’ya, Kaddafi’ye yaptıkları gibi...
Arkadaşlar, Efendiler, Ey millet dersinize iyi çalışın…
“ Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. “ Atatürk, diyor…
Biz tarihinde 125 devlet, 16 İmparatorluk kurmuş,
5000 yıllık tarihinde 50 yıl tutsak kalmış, 50 yılda 250 ayaklanma yapmış, biz!..
Korkusundan binlerce kilometre duvar örülmüş,
Biz, karadan gemiler yürütmüş, çağ açıp çağ kapatmış,
Biz, dünyaya boyun eğdirmiş…
Biz, öldü dendiğinde dirilmiş, Çanakkale’de yedi düveli denize gömmüş,
Biz Oğuz Kağan’ız, Mete Han’ız…
Biz, Fatih Sultan Mehmet’iz
Biz!... Mustafa Kemal’iz…
Biz!... Atatürk’üz…
Efendiler, bize dayatılanları aklınızı kullanarak görmenizi ve neyi nasıl göstermeye çalıştıklarını değerlendirerek, ecdadınıza laik olmaya davet ediyorum sizleri…
Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) in bu inanç ve azimle yayınlamış olduğu bildiri tartışmasız ben ve çoğunluğun tarafından memnuniyetle karşılanmıştır...
Sözümüz azınlığa…
Değerli başkan, Zeki Açıköz kardeşimin şahsında tüm camiamıza teşekkür ederim.
“ Söz konusu olan vatansa, gerisi teferruat. “ Atatürk demişti… Siz ne diyorsunuz!..
berfend
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder